loader

Birebir Aktiviteler

BİREBİR AKTİVİTELER

  • 15 günlük periyodlarla Türk veya yabancı İngilizce eğitmenleriyle birebir 180 dakika olarak gerçekleşir.
  • Öğrenci, son 15 günde gördüğü tüm derslerden ve genel seviyesi üzerinden konuşma pratiği yapar.
  • Programa uygun olarak öğrenci kendi etkinliğini seçebilir.
  • Öğrenci, İngilizce konuşması koşuluyla 1 arkadaşını yanında getirebilir.
  • Etkinliklerde gidilecek olan tüm yerlerin tarihi bilgilendirmeleri İngilizce yapılacaktır.
  • ADALAR

Adalar bir ilçedir ve merkezi Büyükada’dır. Bizans döneminde soyluların, prenslerin sürgün yeri olmuştur. Bu yüzden Batılı kaynaklarda Adalar’ın adı Prens Adaları olarak geçer. Adalar’ın adı bir dönemde toprağın renginden kaynaklı Türkler tarafından Kızıl Adalar olarak kayıtlara geçmiştir.

Başlıca görmeniz gereken adalar: Büyükada, Heybeliada, Burgaz adası, Kınalıada, Sedef adası, Yassıada, Sivri ada, Kaşık adası, Tavşan adası

 

  • AYNALI PASAJ/ AVRUPA PASAJI

Aynalı Pasaj veya Avrupa Pasajı olarak da bilinen bu pasaj, İstanbul Boğazının Rumeli yakasında Beyoğlu yeni çarşı caddesi ile sahne sokağını birleştiren pasaj 1984 yılında inşa edilmiştir. Beyoğlu’ndaki en eski pasajlardan biridir. Sokağa bakan heykelleri ile diğer pasajlar içerisinde hayli dikkat çekmektedir. Şimdilerde turistik hediyelik eşyalar satan dükkanlar bulunmaktadır.

 

  • BALAT

Balat, İstanbul’un göbeğinde tarihi dokusunu az da olsa koruyabilmiş, kültür zengini bir yer olduğu için oldukça popüler ve ilgi odağıdır. Balat adı “Palation” yani saray kelimesinden gelir. Blaherna Sarayı’na yakınlığı ile bu adı almıştır. Bazı kaynaklarda ise 1453’den önceki adı; Vasiliki Pili. Bu isim hünkâr kapısı anlamına gelmektedir.

Başlıca görmeniz gereken tarihi yapılar; Fener Rum Patrikhanesi, Ferruh Kethüda Camii…

 

  • BEBEK SAHİLİ

İstanbul un en popüler semtlerinden birisi olmasıyla birlikte Bebek sahili tarih açısından da çok geniş bir zamana yayılmaktadır. Küçük bir balıkçı köyü olarak bilinen Bebek, Hristiyanlık öncesi döneme kadar gittiği bilinen Bebek’in eski adı çeşitli kaynaklardan edilen bilgiye göre Skallai (iskeleler) isminden türeyerek Hallai olduğu bilinmektedir. Osmanlı döneminde Bebek adının nereden geldiğine ait ilk bilgiler İstanbul’un fethinden hemen öncesine gitmektedir. Evliya Çelebi ve bazı kaynaklardan alınan bilgiye göre, 2.Mehmed in Rumeli Hisarı’nın yapımı ve kuşatma sırasında bu bölgede asayişin sağlanması için Bebek Çelebi adında veya lakaplı bir bölükbaşı tayin ettiği ve Bebek Çelebi’nin bu köyde köşk ve bahçe kurduktan sonra Bebek Çelebi’nin vefatıyla birlikte de onun adıyla anıldığı bilinmektedir.

  • BELGRAD ORMANI

Belgrad Ormanı, İstanbul’un Avrupa Yakası’nda yer alan, geçmişten günümüze kadar gelmeyi başarmış, nadir doğal yaşam alanlarından biridir. Çatalca yarım adasının en doğu ucunda yer alan Belgrad Ormanı, Sarıyer ve Eyüp ilçeleri arasında yer almaktadır. Bizans ve Osmanlı zamanında kentin temiz su ihtiyacını karşılıyor olsa da günümüzde doğal yaşam parkı olarak hizmet vermektedir.

 

 

  • BEYKOZ

Beykoz Boğaziçi’nin kuzey kesiminde Anadolu yakasında Küçüksu deresi ile Anadolu Kavağı arasında yer alan; merkeziyle olduğu kadar çevre köyleri, ormanları ve korularıyla da ünlü bir yerleşim yeridir. Doğusunda Şile batısında İstanbul Boğazı Kuzeyinde Karadeniz, Güneyinde Üsküdar, Ümraniye, Kartal ve Sultanbeyli ilçeleri bulunur.

Başlıca görmeniz gereken tarihi yapılar; Beykoz Kasrı, Küçüksu Kasrı, Çubuklu Hıdîv Kasrı, Anadoluhisarı Kalesi, Mihrişâh Sultan Çeşmesi, Anadolu Kavağı Kalesi, Kanlıca sahili, Midillili Ali Reis Camii, Karakulak Çeşmesi, Paşa Çeşmesi, Anadolu Feneri ve Camii..

  • CADDEBOSTAN

İstanbul’un Kadıköy ilçesinde bulunan bir semtidir. Fenerbahçe ve Erenköy arasında kalır. İstanbul’un en gözde semtlerinden olup Bağdat Caddesi, CKM (Caddebostan Kültür Merkezi) gibi yerlere ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye’de az görülen bisiklet yolu mevcuttur. Bostan kelimesi eskiden polis için kullanılan bir tabirdir yani bostan, bölgedeki adaleti sağlayan kişidir. Caddebostan güvenli sokak anlamına gelir.

 

  • TARİHİ ÇINARALTI

Tarihi Çınaraltı, Çengelköy’de bulunmaktadır. Buraya dışarıdan yiyecek getirmek serbest fakat içecek getirmek yasaktır. İsmini orada bulunan tarihi çınar ağacından almaktadır. Yaz aylarında da bu ağacın gölgesi altında serinlemek isteyenleri bekliyor. Çay bahçesine girmeden hemen köşede Çengelköy’ün meşhur böreğinden alıp, çayınızla keyfini çıkarabilirsiniz.

 

  • EMİNÖNÜ

Eminönü, İstanbul’un tarihî yarımada olarak bilinen kısımda, Haliç’in batısında yer almaktadır. Bütünüyle İstanbul kentinin tarihi çekirdeği olan sur içinde yer alır ve merkezi alanın en canlı bölgelerinden birini oluşturur. Osmanlı döneminde Deniz Gümrüğü ve Gümrük Eminliğinin burada bulunması sebebiyle Eminönü adını almıştır.

Başlıca görmeniz gereken tarihi yapılar; Yeni Cami, Mısır Çarşısı, Kapalıçarşı, Tahtakale, Sirkeci Tren Garı, Türkiye İş Bankası Müzesi..

  • FRANSIZ SOKAĞI

Fransız kültürünün romantik havasını yansıtacak şekilde tasarlanmış bir sokaktır. Tenteli kafeleri, sevimli, küçük görüntüsüyle farklı bir havası vardır. Resmi adı Cezayir Sokağı olan bu sokak Galatasaray Lisesi’nin arka sokağında bulunmaktadır. Ulaşımı oldukça çok kolaydır. Gün boyu pek çok insan tarafından ziyaret edilen bu sokak bir kültürü yansıtması bakımından özel bir yeri vardır.

 

 

  • EMİRGAN KORUSU

Emirgan Korusu, Bizans döneminde ki adı ile “Kyparates” İstinye’den Balta limanına kadar olan alanı kaplayan ve içerisinde birbirinden güzel, tarihi köşkler bulunan İstanbul’un en eski ve tarihi korusudur. IV. Murad 1635 yılında İran’ın üzerine yürümüş ve Revanı kuşatmıştır. Dönemin Revan Hanı Emirgûne, kaleyi savaşmadan teslim edince, IV. Murad kendisini yanına alarak İstanbul’a getirmiş, paşalık mertebesine yükseltmiş, ismini Yusuf olarak değiştirmiş ve koruyu kendisine tahsis etmiştir. Emirgan ismi de işte buradan gelmektedir.

 

  • GALATA KULESİ

Galata Kulesi efsaneleri ile dikkat çeken, tarihi önemi ile öne çıkan ve şehrin en güzel manzaralarını görme imkânı sunan turistik bir yer olarak hem yerli hem yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret edilen bir yapıdır. Günümüzdeki haline gelene kadar pek çok kez yenilenmiştir. Kule ilk olarak 528 senesinde inşa edilmiş ve Fener Kulesi olarak kullanılmıştır. Ancak o yıllarda inşa edilmiş olan kule Haçlı Seferleri sırasında iyice tahrip olmuş, sonrasında aradan yıllar geçmiş ve Cenevizliler 1348 senesinde İsa Kulesi adı vererek yığma taşlar ile burada yeni bir kule inşa etmişlerdir. Bu sebeple Galata Kulesi’nin yaşı bu tarih düşünülerek hesaplanır. Zaman içinde yapılan yenileme ve düzenlemeler ile bugünkü halini alan kule 2020 yılı itibariyle 672 yaşına gelmiş bulunmaktadır.

  • GÜLHANE PARKI

Osmanlı döneminde Topkapı Sarayının bahçesi olarak kullanılmış ve sarayın güllerinin yetiştirildiği bahçe olan Gülhane Parkı konumu ve tarihsel izleri ile İstanbul’un en çok bilinen ve en çok ziyaret edilen parkıdır. Tarihi yarımadada, Topkapı Sarayının hemen önünde bulunan park içerisinde tarihe tanıklık etmiş birçok ağacın yanı sıra bazı tarihi yapılarda mevcuttur.

 

 

 

  • HIDİV KASRI

Hıdiv Kasrı, İstanbul`un Beykoz ilçesinde Çubuklu sırtlarında bir yapıdır. Hıdivlik makamı, Osmanlı İmparatorluğu`nun Mısır valilerine verdiği ünvandır. 19. yüzyılın sonlarında, genç yaştaki “Hıdiv Abbas Hilmi Paşa”`nın, Osmanlı Devleti`nden Mısır`daki İngiliz nüfusunu kırabilmek için destek sağlayabilmek için uzun süreli İstanbul`da kalması gerekmiştir. Bunun üzerine, 1903 yılında günümüzde kasrın bulunduğu yerde bulunan iki ahşap yalı satın alınmıştır. Abbas Hilmi Paşa bir süre sonra yalılarının arkasındaki ağaçlık yamaçları ve üst düzlüğü kapsayan 270 dönümlük bahçeyi de alarak Delfo Seminati`ye o devrin mimari modasına uygun olarak art nouveau tarzındaki 1000 m2 alan üzerine yapılan yapıyı yaptırmıştır.

  • İSTİKLAL CADDESİ

İstiklal Caddesi, İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Beyoğlu’nun merkezinde bulunan caddedir. 1927’den önceki ismi Büyük Cadde anlamına gelen Cadde-i Kebir’dir. Taksim Meydanı’ndan başlayarak Tünel’e kadar devam eden cadde, İstanbul’un en hareketli caddelerinden biridir. Caddenin bulunduğu bölgede (Beyoğlu) çeşitli kültür sanat faaliyetlerinin mekanları yer alır.  Nostaljik tramvayların çalıştığı, yalnız yayalara açık olan ve Cumhuriyet döneminde konsolosluklara tahsis edilen eski elçilik binaları ile çevrili İstiklal Caddesi, aynı zamanda İstanbul’un en popüler caddesidir.

  • MİNİATÜRK

Miniatürk 02 Mayıs 2003 tarihinde ziyarete açılmış, “Büyük Ülkenin Küçük Bir Modeli” sloganıyla yola çıkarak Türkiye’nin vitrini olmuş ve binlerce tarihi eser arasından, bilinirliğine, dönemini temsil yeteneğine ve maketi yapılabilirliğine göre seçilen 122 mimari eserin, 1/25 oranına küçültülmüş minyatür modellerine yer verilmiştir. Eserlerin yanındaki sesli rehberlik sistemiyle dokuz farklı dilde bilgi verilmektedir. Gücünü ve güzelliğini arkasındaki 3000 yıllık uygarlıklardan alan Miniatürk, hoş bir gezi parkı olmasının yanı sıra, aynı zamanda bir kültür ve sosyal sorumluluk projesidir. Yerli ve yabancı turistlerin İstanbul turlarında ilk adresi olan Miniatürk, kısa sürede muhteşem bir Türkiye turu atmak isteyenler için de ideal bir mekândır.

  • MODA SAHİLİ

Kadıköy’ün en eski yerleşim yeri olan Moda hakkında söylenecek ilk şey, nezih ve özenli dokusudur. Çok sayıda bar, kafe, restoran alternatifine ulaşılabilen Moda’nın en meşhur yeri de Moda Parkı ve sahidir. Waffle yemek, dondurma yemek, bir şeyler içmek ya da keyifli bir sokak atmosferinde biraz gezinmek için Moda’ya gelenler için manzarası da eşsizdir.

 

 

 

  • NİŞANTAŞI

Nişantaşı İstanbul’un en eski yerleşim bölgelerinden biridir. 1900’lü yılların başından itibaren çok hızlı bir şekilde apartmanlaşmanın görüldüğü semtte yer alan tüm binaların hemen hepsi tarihidir. Estetik değerlerin göz önünde bulundurularak inşa edilmiş bu binalar semte tarihi havasını verir. Teşvikiye ile Osmanbey, Valikonağı ile Harbiye’nin kesişme noktasında bulunan Dikilitaş, Nişantaşı’nın simgesi olmuş ve Nişantaşı’na adını vermiştir. Üzerinde şu yazılıdır: “Sultan Mecid’in hiçbir karşılık beklemeden ortaya koyduğu eserdir.”

 

  • PİERRE LOTİ TEPESİ

Haliç’in o ünlü panoramasının seyredilebildiği en iyi bölge olan bu sırtlara çıkıldığında; ünlü Fransız yazar Pierre Loti’nin adını taşıyan Kahve’ye ulaşılmaktadır. İstanbul’da uzun dönemler yaşayan ve gerçek bir İstanbul aşığı olan Pierre Loti’nin asıl adı “Julien Viaud’dur”. Tarihi Kahve, bahsi geçen eşsiz manzaranın seyredilebildiği en ideal yerdir. Pierre Loti Tepesi’nin yamaçları Osmanlı döneminden günümüze kadar mezarlık alan olarak kullanılmıştır. Bunun güzel bir sonucu olarak tepenin etrafı ağaçlık bir alana sahiptir. Tepeye teleferik ile çıkabileceğiniz gibi, mezarlığın içinden geçen taş döşemeli patika yoldan yürüyerek de ulaşabilirsiniz.

  • KIZ KULESİ

Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan bu eşsiz yapı, İstanbul`un tarihine eş bir tarih yaşamış ve bu kentin yaşadıklarına görgü şahitliği yapmıştır. Antik çağda başlayan geçmişiyle, Eski Yunan`dan Bizans İmparatorluğu’na, Bizans’tan Osmanlıya, tüm tarihi dönemlerde var olarak günümüze kadar gelmiştir. 1995 yılında Kızkulesi’nin restorasyon süreci başlamıştır. Binlerce yıllık gizemli bir tarihe sahip bu özel mekân, kendine özgü kimliğine ve geleneksel mimarisine bağlı kalarak tamamlanan restorasyon çalışması sonrasında 2000 yılında kapılarını ziyarete açmıştır. Bugün gündüzleri kafe- restoran, akşamları ise özel restoran olarak yerli ve yabancı ziyaretçilerine hizmet veren Kızkulesi, düğün, toplantı, iş yemeği gibi pek çok özel davet ve organizasyona da ev sahipliği yapmaktadır.

  • SULTAN AHMET CAMİİ (Web sitesinde mosque yazıyor düzeltilmelidir.)

Gezginlerin gezilecek tarihi yerler listelerinde görkemiyle kendisine yer bulan dini yapı, maneviyata verdiği önemle tanınan Sultan I. Ahmet’in emri doğrultusunda 1609-1616 yılları arasında inşa edilmiştir. İç duvarlarını süsleyen göz alıcı desenlerin renginden dolayı yurt dışında “Blue Mosque” (Mavi Cami) adıyla anılan Sultanahmet Camii, Türk-İslam mimarisinin en başarılı örneklerinden birisi olarak gösterilmektedir.

 

  • YEDİKULE HAYVAN BARINAĞI

İstanbul Fatih’te hayvan severlerin ziyaret edebileceği, sevgilerini içerideki küçük dostlarla paylaşabileceği çok güzel bir mekândır.2001 yılında kurulan Yedikule Hayvan Barınağı, 8 bin metrekarelik alanda 3 binin üzerinde köpeğe ev sahipliği yapmaktadır. Sahipleri tarafından terk edilmiş, dövüştürülmüş, şiddete maruz kalmış ve hatta yakılarak işkence görmüş yüzlerce köpek var Yedikule’de. Hepsinin hikayesi farklı ama buluştukları yer aynı. Yedikleri darbelere rağmen insanlara olan güvenlerini hala kaybetmemişler. Bundan sonraki yaşamlarında tek beklentileri sevgi, saygı ve sıcak bir yuva. Sizlerde buradaki minik dostlarımızı ziyaret edebilir ve bir yuva açmak isteyenler de yetkililerle konuştuktan sonra onları sahiplenebilmektedir.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir